19 Ocak 2017 Perşembe

Rize'de mutlaka ziyaret etmeniz gereken 5 yayla

Merhaba değerli gezginler bugün kıyı kentlerimizden biri olan Rize'de güzel bir tatil yapmak isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken yaylaları sizler için aşağıya sıraladık. Umarız yaylaları ile meşhur Karadeniz'in bu güzel şehrinde hoş vakitler geçirirsiniz.

1) Ayder Yaylası

Rizenin Çamlıhemlin ilçesinin sınırları içerisinde yer alan bu yayla deniz seviyesinden 1.3 kilometre yüksektedir. Karadeniz sahilinin en meşhur yaylası olduğunu söylesem yalan söylemiş olmam.

Önceleri buraları bölgenin yerlilerince yayla olarak değilde dinlenme amaçlı olarak kullanılırmış, Ancak daha sonradan gerek çevresi, havası olsun gerekse kaplıcası olsun daha sonraları turistler tarafından en çok ziyaret edilen yaylalardan biri haline dönüşüvermiş.

Rize uğrayan herkesin bilhassa Aydere uğramasını tavsiye ediyorum. Hem konaklama seçeneği çoktur bir dünya otel ve motel yer almaktadır. Hemde karadeniz kıyısında yer alan en güzel yayladır. Diğer yaylalardan farklı olarak romatizma ve kireçlenme gibi hastalıklara şifa veren ünlü ayder kaplıcasına sahiptir.


2) Palakçur Yaylası

Rizenin Çamlıhemşin ilçe sınırları içerisinde yer alan bu yayla deniz seviyesinden 2.1 kilometre yüksektedir. Ayder yaylası üzerinden rahatlıkla buraya ulaşabilirsiniz.

Yaylada elektrik yoktur keza burada yaşayanların sayısı da bir kaç haneden ibarettir. Gnellikle dağ havasını içine çekmek, güzel bir piknik yapmak isteyenlerin uğrak mekanıdır. Bu yayla her sene 7 ağustosta ermeni kökenli insanlar tarafından yapılan Vartevor şenlikleri ile bilinmektedir.

3) Pakut Yaylası

Diğer yaylalar gibi Rizenin Çamlıhemşin ilçesinin sınırları içerisinde yer alan deniz seviyesinden 1800 metre yükselikteki bir yayladır. Şehir merkezine fazla uzak değildir araba ile ortalama 1.5 - 2 saat civarı bir sürede ulaşabilirsiniz.

Şahsi fikrim Rize'de en iyi manzaraya sahip olan yayladır. Çok geniş bir persperktiften Kaçkar dağlarını izleyebilirsiniz.  İlkbahar aylarının sonlarına doğru ziyaret ederseniz hem hava sizi fazla rahatsız etmez hemde ayaklarınızın altından kayan bulutlar insana sanki uçuyormuşçasına bir his verir.

4) Sal Yaylası

Pokut yaylasına 15 20 dakikalık yürüyüş mesafesi kadar yakındır. Evler yaylanın merkezinde değil çevresinde sıra halinde dizilmiştir. Klasik hemşin evleri uzaktan bakıldığında aynı gerdanlık gibi gözükür. Bu güzel yaylanın sınırlarını çizen hoş bir gerdanlık misali..

Genellikle çevredeki köylüler tarafından yazları kullanılmaktadır. Fazla turist çektiğini ne gördüm nede duydum. Ancak tepeye tırmandığınızda çok geniş bir alanı kapsayan manzarası vardır.

Pakut yaylasına kadar gelenlerin bir kaç dakika daha yürüyerek buraya da uğramasını tavsiye ederim.

5) İkizdere Yaylaları

Rizenin ikizdere ilçesi sınırları içerisinde bulunur. Şehrin adı, Çamlık ve Cimil derelerinin burada birleşmesinden gelmektedir.

Genel olarak şehir dağlık bir araziye kurulduğu için burada bir çok yayla vardır. Bu yaylalar; Çağrankaya yaylası, Anzer yaylası, Ovit yaylası ve Demirkapı yaylasıdır. Bunların dışında irili ufaklı yaylacıklar da yer almaktadır. İkizdere ilçesinden geçenlerin bu yaylaları uğramasını tavsiye ederim.
















18 Ocak 2017 Çarşamba

Rize'de gezilmesi gereken 7 tarihi yapı ve mekan



Merhaba değerli gezginler, bugün Rize'ye uğrayanlar görmeden gitmemesi gereken tarihi mekanları tanıtacağız.

Rize ve tarih deyince tabiki ilk akla gelen ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden kalan kaleler akla gelir. Bu yazımızda tüm bu tarihi mekanları sizlere tanıtacağız.

1) Zil Kale

Hangi tarihte yapıldığı bilinmeyen bu kale Rizenin Çamlıhemşin ilçesinde yer almaktadır. Deniz seviyesine olan yüksekliği 752 metre olup Fırtına Vadisinde yüksekçe bir konumda bulunur.

Ormanın, ağaçların içerisinde adeta saklı şehir misali yer alan bu kale ayrıca sahip olduğu kemerli yapıları ve kuleleri ile çok güzel bir mimariye sahiptir.

Rize'ye kadar gelipte bu kaleyi görmezseniz çok şey kaçırırsınız.

2) Kalei Bala

Zil kale gibi Çamlıhemşin ilçesinde yer almaktadır. İlçe merkezine uzaklığı yaklaşık 40 kilometredir. Tam olarak konumu Hisarcık köyü sınırları içerisinde Fırtına Deresine hakim bir noktadadır. Fırtına deresini zaten 2006 yılında yayınlanan Burçin Terzioğlu ve ve Murat Yıldırım'ın başrollerinde oynadığı bir diziye konu olmuş hatta dizinin adı bu nehirden alınmıştır.

Kale ms 6. yüzyılda yapılmış olup 1400 yıllık tarihin izlerini taşımaktadır.Kalenin iç surları 1.5 metre genişliğindedir ve içerisinde toplam 5 adet kule vardır.  Kalenin büyük bir çoğunluğu harap olmuş olsa da Bakanlıkça restorasyon çalışmaları başlatılmıştır.

Çevre olarak Zil Kale ile benzerlik gösterir, ikiside ormanın ve ağaçların içerisinde yüksekçe bir noktaya kurulmuştur. Her ikisi de muazzam bir doğa manzarasına sahiptir.

3) Kız Kalesi

Rizenin Pazar ilçesi sınırları içerisinde yer alır. İsim benzerliğinden dolayı Mersin ilinin Erdemli ilçesindeki Kız Kalesi ile karıştırılabilmektedir. Yani arama motorlarına yazdığınızda karşınıza çıkan denizin ortasındaki kale aslında Mersinde olandır. Ama ne tesadüf ki Rize de yer alan Kız kulesi de sahile yakın kayalıklar üzerine kurulmuştur. Mimarisi Erdemlide yer alan kale kadar olmasa da etkileyici bir görünüme sahiptir.

Yaklaşık olarak 13. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kale duvarlarındaki taş işçiliği adeta sanat eserlerini andırmakta olup Kız kalesi 700 yıllık bir tarihin izlerini taşır.

4) Rize Kalesi

Yapılış tarihi hakkında kesin olarak bir bilgi bulunmayan kale Rizenin ilçe merkezinin batısında yer almaktadır. Kalenin güney surlaır zamanla yıkılmış olsa da büyük bir çoğunluğu günümüze kadar gelebilmeyi başarmıştır. Bu hususta kaleyi restore etmek için 1990 yılında zaten Bakanlıkça çalışmalarda yapılmıştır.

Kale hemen hemen şehrin en yüksek noktasında yer alır ve şehir merkezine geniş bir vizyondan bakmanızı sağlar. Gerçekten mükemmel bir şehir manzarası vardır. Keza kalenin iç mimarisi olsun gerekse de manzarası olsun mutlaka gezilmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum.

5) Bozuk Kale ve Cihar Kale

Bozuk Kale, Rizenin ilçe merkezinin 10 kilometre doğusunda yer alan bu kale Bozuk dere kenarında yer alır. Basit bir gözetleme kulesidir. Ancak hoş bir mimariye sahiptir.

Cihar Kale ise Rizenin Yücehisar köyü içerisinde yer alır, Hemşin deresinin doğusundadır. Yapının büyük bir kısmı harap olmuş olsa da surların bir kısmı halen ayaktadır. Olmazsa olmaz değilde fazladan vaktiniz varsa gidip görebilirsiniz.

6) Şehitler Çeşmesi

İçler acısı bir hikayesi vardır aslında bu çeşmenin.. Çeşme birinci dünya savaşı yıllarında şehit düşen askerlerin gömüldüğü bir yerde yapılmıştır.

İşgal sırasında şehitlikten yol geçirmek isteyen rusların kazı yapması üzerine şehit cenazeleri mezarlarından çıkarılarak taşınmıs bu sırada şehitlerinden elbiselerinden çıkan paralar ile bu çeşme yapılmıştır.

Çeşmenin üzerinde şair Bayburtlu Hicrani tarafından yazılan bir bir bölüm yer almaktadır.

7) Eski Rize Evleri

Her ne kadar kastamonu konakları ile yarışamayacak kadar olsa da eski dönemlerden kalanlarında hoş bir mimarisi vardır. Genellikle iki veya üç katlı olan evler yığma taş - dolma göz tekniği ile yapılmış duvarlardan ve dört yana bakan kiremitli çatılardan oluşur.

Evin ilk katında oturma odası (mabeyn), sofa ve diğer odalar bulunur. Odalar geleneksel mimari ile dizayn edilmiştir.

Rizenin eski kültürünü anımsamak isteyenlerin daha doğrusu bu topraklardaki eski tarihe bakmak onları hatırlamak özümsemek isteyenler mutlaka uğraması gereken bir yer olarak düşünüyorum.

Trabzon'da mutlaka uğramanız gereken 5 doğal güzellik



Merhaba değerli gezginler, bu yazımızda kıyı kentimiz Trabzon'a uğrayanların görmeden gitmemesi gereken doğal güzelliklerini tanıtacağım.

Genellikle yayları ve Rum İmparatorluğundan kalan manastırları ile ünlü olan Trabzon aslında bunların dışında bir çok doğal güzelliğe sahiptir.

1) Uzungöl

Trabzonun Çaykara ilçesinde yer alan Uzungöl aslında yayla olarak nitelendirebileceğimiz özelliklere sahiptir. Oldukça turistik bir mekandır keza bu amaçla uzungöl içinde bir çok hediyelik eşya dükkanları, ev tipi moteller, lokantalar vardır.

Burada çeşitli aktiviteler yapabilirsiniz, Uzungöl içerisinde mini kayık turları yapabilir, bisiklet kiralayıp çevreyi gezebilir, doğa yürüyüşüne çıkabilir, ailenizi alıp güzel bir mangal keyfi yapabilirsiniz.

Ulaşım olarak oldukça kolaydır, Çaykara ilçe merkezine sadece 19 kilometre uzaklıktadır. Zaten buraya günü birlik tur düzenleyen bir çok firma bulunmaktadır.

Ancak burayı ziyaret etmeyi düşünenlerin yaz mevsimini tercih etmesini öneririm. Keza yazın dahi uzungölün buz gibi suyu sizin üşümenize neden olurken  kışın gitmek pek akıl karı değil.

2) Çal Mağarası

Düzköy ilçesinin Çalkoy beldesinde bulunan bu mağara'da Trabzonun saklı doğal güzelliklerinden biridir. İçinden küçük bir derenin aktığı bu mağara aynı zamanda dünyanın en uzun ikinci mağarasıdır.

Gerek uzun uzadıya giden mağaranın loş ışıkları olsun, gerekse de mağara içerisinde sizi rahatlatan hava sirkülasyonu olsun bu yapı insanı sakinleştirici bir etkiye sahip. Trabzona uğrayanların kesinlikle ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum.

3) Sera Gölü

Akçaabat ilçesinin Derecik vadisinde yer alır. Yemyeşil doğanın içinden akan bu göl ağaçların yansıması ile yemyeşil bir görünüme sahiptir.

Özellikle ilk bahar aylarında ziyaret edilmesini tavsiye ediyorum. Kuşların cıvıltısından tutun ağaçların yeni yeni yeşeren görüntüsü olsun burayı çok ayrı bir güzelliğe kavuşturuyor.

4) Çakırgöl

Çakırgöl dağının eteklerinde bulunan bu göl deniz seviyesinden 2.3 kilometre yukarıda yer almaktadır. Gerek çevresi gereksede gölün kendisi hoş bir görünüme sahiptir.

Öyle aman aman olmasada eğer fazladan bir gününüz daha varsa uğramanız gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. Özelllikle biraz temiz hava almayı ve piknik, mangal yapmayı düşünenler için oldukça hoş bir yerdir.

5) Balıklı Göl

Hıdırnebi yaylasına oldukça yakın olan bu gölde oldukça güzel bir görünüme ve çevreye sahiptir. Genel olarak şehrin havasından kaçmak isteyen ve piknik yapmak için gelen insanlar ile doludur.

Eğer aileniz ile şehirden uzakta, doğa ile iç içe kalmak ve hoş bir piknik yapmak istiyorsanız uğramanız gereken yerlerden biridir.

17 Ocak 2017 Salı

Trabzon'da buram buram doğa kokan 5 yayla



Merhaba değerli gezginler bugün kıyı kentlerimizden biri olan Trabzon'da mutlaka gezilip görülmesi gereken beş yaylayı tanıtacağız.

Şehir havasından kaçmak isteyenlerin kesinlikle uğraması gereken bu yaylalarda, yemyeşil doğaya kendinizi salıp, dağ havasını içinize çekebilirsiniz. Aşağıda Trabzon il ve ilçelerinde yer alan bu yaylaları sıraladık.

Pazarcık Yaylası: Araklının yaklaşık 40km. güneyinde yer alan bu yaylanın pastoral resimleri andıran yemyeşil bir doğası ve tertemiz bir havası vardır. Yayla çevresinde yürüyüş yapabilir, bisiklet kiralayarak gezebilirsiniz.

Karadağ Yaylası: Deniz seviyesinden yaklaşık 2km yukarıda yer alan bu yayla tertemiz bir havaya sahiptir. Yayla içerisinde ihtiyaçlarınızı karşılayacak bakkal fırın ve hediyelik eşya dükkanları ve sair yer almaktadır.

Hıdırnebi ve Karaçam yaylaları: Deniz seviyesinden yaklaşık 1700 metre yukarıda yer alan bu yaylanın özelliği ise muazzam bir manzarasının olmasıdır. Yayla içerisinde konaklama hizmeti veren ev tipi moteller yer almaktadır. Eğer profil fotoğrafı çekecek manzaralı bir yer arıyorsanız bu yaylaya mutlaka uğrayın :)

Kadırga Yaylası: Kadırga şenlikleri nedeniyle oldukça popüler olan yaylalardan biridir. Tonya ilçe sınırları içerisinde yer alan bu yayla deniz seviyesinden tam 2.3 km yukarıdadır. Gerek Trabzon kültürünü gerekse de pastoral bir doğayı keşfetmek istiyorsanız mutlaka uğramanız gereken yerlerden biridir.

Özellikle Temmuz ayının 3. Cuması ziyaret ederseniz sizde şenliğe katılabilir horon tepen Trabzon insanlarını izleyebilir ve şenlikte yapılan diğer aktivitelere sizde katılabilirsiniz.

Maçka Kiraz Yaylası: Maçka ilçe sınırları içerisinde yer alan yayla deniz seviyesinden 1.8 kilometre yukarıdadır. Yaylada ihtiyacınızı karşılayacak bakkal, loktan, konaklama tesisi ve sair yapılar yer almaktadır. 

Özellikle Temmuz ayının 3. cuması ziyaret ederseniz Ayaser şenliklerinde sizde katılabilirsiniz. Kiraz yaylasında diğer yaylalardan farklı olarak çim kayağı gibi aktivitelerde yapabilirsiniz.

16 Ocak 2017 Pazartesi

Trabzon'da gezilmesi gereken tarihi mekanlar




Merhaba değerli gezginler, bugün kıyı kentimiz olan Trabzon'a uğrayanların mutlaka ziyaret etmesi gereken tarihi yapı ve yerlerden bahsedeceğiz

Özellikle Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u feth etmesinden önce Hristiyan kökenli Rumlar yer aldığı için bölgede bu dinin izlerini taşıyan bir çok yapı kilise ve manastır mevcuttur.


1) Sümela Manastırı

Maçkanın Altındere Vadisi içerisinde yer alan bu yapı eski Rum ortodoks manastır ve kilise karışımı olup, tam adı Panagia Sumela diğer bir deyişle Theotokos Sumela'dır. Tarihi hakkında net bir bilgi olmasa da MS 365-395 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır.

Dağın eteklerine kusursuz bir ustalıkla yapılan bu yapı deniz seviyesinden 1.150 metre yukarıda yer almaktadır. İnanılmaz bir manzaraya sahip olan manastır iç mimamarisi ile de gerçekten müthiş bir görünüme sahiptir.

Ancak şuan için burada yapılan tadilat çalışması nedeniyle manastırın iç kesimlerine girişler yasaklanmıştır. Bakanlığın resmi açıklamasına göre tadilat 16 Ağustos 2018 tarihine kadar sürecektir.

Her ne kadar tadilat olsa da sadece o manzarayı görmek için dahi olsa ziyaret edilmesi gereken mekanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Keza halen turistlerin bir çoğu hiç olmazsa manzarayı görmek ve fotoğraf çekmek için buraya gelmektedirler.

2) Ayasofya Müzesi

Trabzon'un merkez ilçesinde yer alan bu yapı 1250 - 1260 yılları arasında Kral 1. Manuel tarafından yaptırılmıştır. Fatihin Trabzonu alması ile halen kilise olarak kullanılmaya devam etmiş, 1584 yılında Kurdi Ali Beyin emri ile Cami olarak kullanılmaya başlamıştır.

Halende müzenin arka girişi cami olarak kullanılmaktadır. Duvarlardaki motiflerin bir kısmı hasar görmüş olsa da Hz. İsayı resmenden bir çok motif duvarlarda ve tavanda yer almaktadır.

Etkiliyici tarihi dokusu, 800 yıla yakın mimarisi ve Hristiyan kültürünün izlerini taşıması nedeniyle ziyaret edilmesi gereken mekanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca müzenin dış kesiminde kahvaltısı ile meşhur hoş bir salonda yer almaktadır.


3) Kuştul Manastırı

Maçka ilçesinin Esiroğlu beldesinde yer alan bu manastır 752 yılında yapılmış olup 1300 yıla yakın bir tarihin izlerini taşımaktadır. Turistler tarafından oldukça ziyaret edilen mekanlardan biridir.

Geçmişinde yıllarca kullanılmadığı ve restore edilmediği için Manastırın büyük bir kısmı harap olmuştur. Kuzeyinde Manastıra sonradan eklenen ufak bir kilise bulunur.

Trabzon'un tarihi dokusunu keşfetmek isteyenlerin kesinlikle uğraması gereken tarihi mekanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar çoğunluğu harap olmuş olsa da 1300 yıllık bir tarihin izlerini taşıyan bir yapıyı keşfetme fırsatını yakalamış olacaksınız

4) Kızlar Manastırı

Trabzon'un merkez ilçesinde Boztepe mevkinde yer alan bu yapı 1349-1390 yılları arasında 3. Aleksisos tarafından yaptırılmıştır.  Ayrıca Aleksisosun oğullarının mezarları burada yer almaktadır. Yapının büyük bir kısmı harap olmuş olsa da şuan bakanlıkça restore çalışmaları yapılmaktadır. 2012 yılında başlanan tadilat süreci ucu açık olarak halen devam etmektedir.

Manastırın şehre oldukça yakındır, bir dolmuşa atlayıp dakikalar içerisinde gidebilirsiniz. Ayrıca mekanın ilerisinde yer alan çay bahçelerinde manzaraya karşı güzel bir çay sohbeti de yapabilirsiniz.

5) Trabzon Kalesi

Şehrin merkezinde yer alan kale II. Aleksisos tarafından 1287-1330 yılları arasında yaptırılmıştır. Deniz seviyesine olan uzaklığın en uzak olduğu rakımda yer almaktadır.  Yukarı Hisar, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç ayrı bölümden meydana gelen kale, eski anıtlardan toplanan taşlardan yapılmıştır. Ancak 20. yüzyılın başlarında kalenin taşları binaların yapımında kullanıldığı için yapının sadece ufak bir bölüm günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiş, Yukarı Hisar’ın 300 m Kuzeyindeki tiyatrodan ise hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır.

Trabzon Kalesi evliya çelebinin seyahatnamesine dahi konu olmuş, kendisinden “Dağ tarafında cehennem kuyusuna benzer bir derin hendeği vardır ki yetmiş yedi adam girer. Safi kesme kayadır. İçinde camii, muhafazacı evleri, mahzenleri, cebehâneleri vardır”. diyerek söz etmiştir.

Trabzon'a uğrayanların 750 yıllık tarihi olan bu yapıyı ve ortahisar içinde yer alan ve belediye tarafından restore edilen Zağnos Vadisini ziyaret etmesini tavsiye ediyorum.

6) Vazelon Manastırı

Ulaşımı biraz zor olduğu için konumu nedeniyle fazla turist çekemeyen bir yapıdır. İlginçtir ki Trabzon'da yaşayan halkın çoğunluğu bile bu yapının varlığından haberdar değildir.

Maçka - Gümüşhane yolunda yer alan bu yapı çok sapa bir yolda yer almakta ve buraya ulaşım sağlayan herhangi bir araç olmamaktadır. Araştırdığım tur gezilerinde dahi buraya yapılan bir ziyaretin olmaması beni üzdü.

Hoş bir dış mimarisi olan ve manzarası olan bu mekan aslında ikinci bir Sümela Manastırı niteliğinde. Bu yüzden Trabzon'a gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum.

15 Ocak 2017 Pazar

Trabzon'da ne nerede yenir




Merhaba değerli gezginler, bugün sizlere Trabzon'da hangi yöresel lezzet nerede yenmeli, hangi mekan daha güzeldir, hangisi daha hesaplıdır bunları anlatacağım.

1) Hamsi Tava

Trabzon denince akla hemen onun adı gelir. Nedir ? Tabiki hamsi. Peki hamsi tava nerede yenmeli ? Yöresel anlamda bir çok balık lokantası var trabzonda ancak köftesi ile meşhur olan Cemil Usta'da yediğim hamsi tavadaki lezzeti malesef diğerlerinde bulamadım.

Meydanda olan şubesinde hamsi tava yeme fırsatım olmadı ancak Akçaabat şubesinde yapılan hamsi tavanın lezzeti bir başkaydı. Eğer güzel bir hamsi keyfi sürmek istiyorsanız benim tavsiyem yöresel balık lokantaları değil Akçabatta yer alan Cemil Usta restoranı.

2) Levrek Buğlama 

Yine su ürünlerinden devam ediyoruz. Aslında bu alanda bir çok lokanta restoran var ancak benim size önereceğim restoran "Dam Balık" . Aile tarafından işletilen gayet samimi bir ortam ve levrek buğlama'sı gerçekten harika. Yemekten önce atıştırmalık olarak verilen ikramları da fena değil.

Yol kenarında olduğu için manzara olarak bir beklentiniz olmasın. Ama lezzet olarak bu eksikliğini kapadığını düşünüyorum.Ayrıca biraz pahalı olduğunu hatırlatalım.

3) Akçaabat Köftesi

Trabzon'a gelinirde Akçaabat köftesi yenmez mi ? Yoksa onca yolu boşa gelmiş olursunuz. Peki en güzel Akçaabat köftesi nerede yenir ? Tabiki köftesi ile meşhur Cemil Usta'da.

Servisi biraz yavaş olsa da gerek servis öncesi verilen ikramlar gerekse de yemekten sonra size verilen ve tamamen promosyon çay ve tatlı ikramı yönüyle Cemil Usta bu konuda gerçekten çok iyi. Sadece köftenin lezzeti değil, o zaten bambaşka bir şey. Birde onun yanında verilen bu ikramlar yönü ile Cemil Usta gerçekten farkını ortaya koyuyor.

Mekan tasarımı olarak da oldukça nezih ve şık olan restoren şaşılası derecede hesaplıdır.

3). Guymak

Trabzon'un yöresel lezzetlerinden biri de tereyağı ve yöresel tel peyniri kullanılarak yapılan Guymak'tır. Trabzon'da oturduğunuz bir çok mekanda menüde guymağında olduğunu görürsünüz. Peki Trabzonda en güzel guymak nerede yenir ?

Benim bu konuda sizlere önerim Hancıoğlu Çamburnu Tesisleri'dir. Ormanın içinde yer alan bu mekan gerek kokusu gerekse muazzam manzarasıyla sizi her yönden tatmin edecektir. Özellikle de tam kıvamında yapılmış, televizyon programlarında gördüğünüz o guymağın aynısını burada bulabilirsiniz.


4) Çay Keyfi

Aileniz ile ve arkadaşlarınız ile Trabzon'a geldiğinizde yapmanız gereken en önemli şeylerden biri de Karadeniz manzarasına karşı bir çay sohbeti yapmak. Peki bu kadar güzel manzarayı ve bu manzarayı hak edecek çay, Trabzon'da nerede içilir ?

Hemen istikametimizi Boztepe'ye çeviriyoruz. Ailemizi arkadaşlarımızı alarak buradaki çay bahçesine doğru yola koyuluyoruz. Ancak bunun için en güzel vakit akşamüstü, güneşin batış saatleridir. Hava kızıl bir renge boyanırken, Trabzon sahili ve Karadeniz gözlerinizin önünde, ayaklarınızın altında kalır.

Birde bu çay bahçelerinin en güzel yanı çayı size doğrudan bardakta değil Semaver ile servis etmeleri. Kişi sayınıza yetecek türde size bir semaver ve yeteri kadar bardak ve şeker servis edilir. Tabi ek olarak çerezde alabilirsiniz.

Trabzon'a gelip de Boztepe manzarasında bir çay sohbeti yapmadıysanız emin olun çok şey kaçırırsınız.

Trabzon'da kahvaltı yapabileceğiniz en güzel 5 mekan




Merhaba değerli gezginler, bugün sizlere Trabzona yolunuzun düşmesi halinde kahvaltı yapabileceğiniz birbirinden güzel cafe, salon ve restoranları tanıtacağım.

1) Ayosofya Müzesi

Trabzona yolu düşünlerin kesinlikle uğramadan gitmemesi gereken bir tarihi dokusu olduğu gibi Müzenin kenar girişinde yer alan salonda mükemmel bir serpme kahvaltı yapabilirsiniz. Burada hem Trabzon'un yöresel lezzetlerinden olan Kuymak ve Kaygana'nın tadarken hemde Karadenizin hırçık görüntüsü karşısında çayınızı yudumlayabilirsiniz.


Kahvaltısı oldukça doyurucudur, kuymak ve kaygana serpme menüsünün dışındadır ayrıca istemeniz gerekmektedir. Ancak ek menüsü ile tam bir tek kişilik serpme kahvaltı iki kişiyi rahatlıkla doyurabilmektedir. Ayrıca buranın oldukça hesaplı olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim.

 Burada benim eleştirdiğim gerçekten güzel manzara ve harika kahvaltısı olmasına rağmen dış görünüm olarak biraz rahatsız ediciydi.

2) Hancıoğlu Çamburnu Tesisleri

Sürmene'de yer alan bu mekanımız ise kahvaltısı ve hamsi tavası ile oldukça meşhurdur. Ama burayı asıl özel kılan şey manzarasıdır. Ormanın içinde yer alan tesis, şehir havasından kaçmak isteyen ormanın toprağın kokusunu ve eşsiz manzarayı arzulayan herkesin kesinlikle ama kesinlikle uğraması gereken bir mekandır. Kahvaltınızda ise tereyağı ile yapılmış bir kuymak yada taze hamsilerden yapılmış bir hamsi tava alabilir, ormanın kokusunu içinize çekerek manzaraya karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz.

3) Yörük Çadırı

Özellikle ailecek, eşiniz ve çocuklarınız ile ziyaret ediyorsanız uğrayabileceğiniz güzel mekanlardan biridir. Ayasofya Müzesinde olduğu gibi hoş bir Karadeniz manzarası ve çocuklar için oyun parkı vardır. Açık büfe kahvaltısı ünlüdür ve oldukça hesaplı bir mekandır.

 Aslında önceki senelere göre biraz çeşitlilikte azalmalar yaşanmış olsa da açık büfe kahvaltı yapmak isteyen kişilerin uğraması gereken yer olduğunu düşünüyorum.

4) Angelique Cafe & Restaurant

Üniversiteye yakın olması sebebi ile genç kesimin çoğunlukta olduğu çok hoş bir mekandır. İç ve dış mimarisi ile oldukça güzel bir yapıya sahiptir. Sadece kahvaltı değil yemek olarakta bir çok çeşide sahip ancak kahvaltısı lezzet olarak gerçekten farklı bir seviyededir. Bu yüzden Trabzon'da kahvaltı yapmayı düşünen kişilerin uğraması gereken mekanlardan biri olduğuna inanıyorum.

5) Lalezar Pastanesi

Bir diğer mekanlardan birisi ise simiti ile meşhur Lalezar pastanesidir. Şuana kadar eminim bir çok yerde bir çok kez simit yemişsinizdir. Şahsen ben Trabzon'a gelene kadar buranın simiti ile meşhur bir yerinin olacağını hiç hayal etmiyordum. Ancak burası gerçekten kendisine yapılan övgüler hak ediyor.

Eğer zamanınız varsa Lalazar pastenesinden simit almayı ve yanına Trabzon usulü demli bir çay ile kahvaltı yapmayı sakın unutmayın.

Not: Trabzonda kahvaltı yapacak olanların bilmesi gerekenlerden bir tanesi ise çayın oldukça demli ve çay parçaları ile birlikte servis edildiğidir. Eğer restoren türü bir yerde değilseniz size servis edecek kişiyi uyararak çayınızı süzekli ve isteği bağlı olarak açık istemeyi unutmayın.